#İşkence / Kötü Muamele
#İşkence / Kötü Muamele
Uluslararası insan hakları hukukunda işkence, bir kişiye bilgi veya itiraf elde etmek veya cezalandırmak, korkutmak veya zorlamak gibi amaçlarla uygulanan ve fiziksel veya ruhsal olarak büyük acı ve ıstırap veren her türlü fiil olarak tanımlanır. Bu fiil bir kamu görevlisi ya da resmi sıfatıyla hareket eden kişi tarafından ya da böylesi bir kişinin bilgisi veya oluru ya da rızası ile gerçekleştirilmiş olmalıdır.
İşkence yasağı mutlak yasaktır; yani, hiçbir istisnai koşul altında işkence yapılması kabul edilemez. Ne yazık ki işkence hâlâ bir çok ülkede yaygın olarak devam ediyor ve insan hakları savunucularına karşı misilleme amacıyla kullanılıyor.
İşkence diğer zalimane, insanlık dışı veya onur kırıcı muameleyi de içeren diğer kötü muamele biçimlerinden farklıdır. Genel bir ifadeyle, aradaki fark fiilin amacı ve şiddetiyle ilişkilidir.
Roma Tüzüğü Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) kurulmasına karar veren anlaşmadır. Bu anlaşma 17 Temmuz 1998 tarihinde Roma'da düzenlenen diplomatik konferansta kabul edildi ve 1 Temmuz 2002'de yürürlüğe girdi. Roma Tüzüğü savaş suçluluarının Uluslararası Ceza Mahkemesi'nce yargılanmasıyla ilişkili olarak işkencenin ek basit tarihini içerir. Roma Tüzüğü Madde 7, paragraf 2(e) şöyle der:
"[İşkence]", yasal yaptırımlardan kaynaklanan, kaza eseri ya da yaptırımın doğasından kaynaklanan acı ve ıstırap hariç olmak üzere, gözaltında bulunan veya sanığın gözetiminde bulunan bir kişinin, fiziksel ya da ussal olarak şiddetli acı veya ıstırap çekmesini bilerek sağlama anlamına gelir.
Ali Abdulemam Testimony
My safety and the safety of my family were threatened. I was forced to sign statements without being permitted to read them.