#Keyfi gözaltı
#Keyfi gözaltı
Tüm ülkelerde keyfi gözaltı sorunu yaşanıyor. Sınır tanımayan bu mesele yüzünden her yıl binlerce kişi keyfi gözaltına alınıyor. Gözaltı kendi başına bir insan hakkı ihlali olmadığı için uluslararası hukuk idari veya yargısal gözaltının hangi sınırdan sonra keyfi olarak tanımlanabileceği üzerinde çalışıyor.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 9. Maddesi "Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün edilemez" der. Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 9. Maddesinin 1. fıkrası ise "Herkesin kişi özgürlüğü ve güvenlik hakkı vardır. Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz veya tutuklanamaz. Hiç kimse kanunun tayin ettiği sebeplere ve usule uygun olmaksızın özgürlüğünden yoksun bırakılamaz" der.
BM İnsan Hakları Konseyi'nin 1991/42 sayılı Kararı'yla kurulan Keyfi Gözaltılara dair Çalışma Grubu'na göre, bir vaka aşağıdaki üç kategoriden birine giriyorsa kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılması keyfidir:
- A) Özgürlükten yoksun bırakmak için herhangi bir yasal dayanağın olmadığı aleni ise (örneğin kişi cezasını tamamladıktan sonra veya faydalanabileceği bir af yasasına rağmen halen gözaltında tutuluyorsa) ( 1. Kategori);
- B) Özgürlükten yoksun bırakma İnsan Haklar Evrensel Bildirgesi'nin 7, 14, 14, 18, 19, 20 ve 21. maddeleri ve taraf devletler bağlamında Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 12, 18, 19, 21, 22, 25, 26 ve 27. Maddeleri ile güvence altına alınan hakların ve özgürlerin kullanılması sonucunda ortaya çıkmışsa (2. Kategori);
- C) Söz konusu devletler tarafından kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde ve diğer ilgili uluslararası belgelerde ortaya konan adil yargılama hakkına ilişkin uluslararası normların tamamen veya kısmen ihlal edilmesi durumunun özgürlükten yoksun bırakmaya keyfilik kazandıracak kadar ağır olması halinde ( 3. Kategori).