ODTÜ Onur Yürüyüşü davasında savcı mütalaasını verdi
Temmuz 2021 tarihinde Ankara 39. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ODTÜ Onur Yürüyüşü davasında savcı mahkemeye ODTÜ LGBTİ+ Dayanışma kulübünün 10 Mayıs 2019 günü okul kampüsünde düzenlediği Onur yürüyüşüne katıldıkları için “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılma” ve “ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamalarıyla yargılanan 19 insan hakları savunucusu hakkındaki mütalaasını sundu.
30 Nisan 2021'de yapılması planlanan ODTÜ LGBTİ + Dayanışma insan hakları savunucularının duruşması pandemi nedeniyle ertelendi. Duruşma 16 Temmuz 2021'e ertelendi.
10 Aralık 2020 tarihinde, Uluslararası İnsan Hakları Günü'nde ODTÜ LGBTİ + Dayanışması'ndan 19 insan hakları savunucusu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununu ihlal etmekle suçlandıkları davanın dördüncü duruşmasında Ankara 39. Asliye Ceza Mahkemesi'ne çıktı. İnsan hakları savunucuları, 10 Mayıs 2019 tarihinde, Ankara Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kampüsünde düzenlenen barışçıl Onur yürüyüşüne katılmakla suçlandı. Bu duruşmanın, davanın son duruşması olması bekleniyordu; ancak savcı mütalaasını sunmadı.
5 Ağustos 2019 tarihinde, 19 LGBTİ + hakları savunucusu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kampüsü içinde 10 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleştirilen barışçıl LGBTİ + Onur Yürüyüşü'ne katılımlarından dolayı “"kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüşüne katılmak" ve "ikazlara rağmen direnmek" suçlamalarıyla ilgili olarak açılan bir ceza davasından haberdar edildi;
10 Mayıs 2019 tarihinde, Ankara'da bulunan Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Rektörlüğü'nün davet ettiği polis, kampüste düzenlenen barışçıl LGBTİ + Onur Yürüyüşü'ne katılan öğrencilere karşı biber gazı, plastik mermi ve göz yaşartıcı gaz kullandı. Yirmi bir öğrenci ve bir akademisyen gözaltına alındı ve gece geç saatlerde serbest bırakıldı.
ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması, 1996 yılında ODTÜ’de toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmak, LGBTI+fobi ile mücadele etmek ve kampüsü LGBTI+ bireyler için güvenli bir alan haline getirmek amacıyla kurulmuş bir öğrenci topluluğudur. Son yıllarda öğrencilerin kampüs içinde düzenledikleri LGBTI+ temalı bazı etkinlikler, etkinliklerin düzenlendiği binalarda elektriklerin kesilmesi ya da emniyet güçlerinin kampüse çağırılması gibi yöntemlerle Rektörlük tarafından engellenmiş ve etkinlikleri düzenleyen bazı öğrencilere idari soruşturma açılmıştı. Ancak topluluk 2011’den beri her yılın Mayıs ayında kampüs içerisinde LGBTI+ Onur Yürüyüşü düzenlemeye devam ediyordu.
- Yukarı
- Hakkında
- 22 Temmuz 2021 : ODTÜ Onur Yürüyüşü davasında savcı mütalaasını verdi
- 15 Mayıs 2021 : Beşinci duruşma COVID-19 tedbirleri sebebiyle ertelendi
- 16 Aralık 2020 : ODTÜ LGBTİ + davasının dördüncü duruşmasında karar çıkmadı
- 14 Kasım 2019 : 19 LGBTİ+ hakları savunucusuna açılan davanın ilk duruşması yapıldı
- 7 Ağustos 2019 : Ondokuz LGBTI+ hakları savunucusuna “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılma” ve “ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamaları ile dava açıldı
- 21 Mayıs 2019 : ODTÜ Rektörlüğü LGBTI+ hakları savunucusu öğrencilerin barışçıl toplanma ve gösteri yürüyüşü düzenlenme haklarını ihlal etmeye son vermelidir
16 Temmuz 2021 tarihinde Ankara 39. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ODTÜ Onur Yürüyüşü davasında savcı mahkemeye ODTÜ LGBTİ+ Dayanışma kulübünün 10 Mayıs 2019 günü okul kampüsünde düzenlediği Onur yürüyüşüne katıldıkları için “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılma” ve “ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamalarıyla yargılanan 19 insan hakları savunucusu hakkındaki mütalaasını sundu.
Savcı altı kişi hakkında “eyleme bizzat katıldıkları ve direndiklerine dair ceza almalarını gerektirir yeterlikte delil olmaması sebebiyle beraatlerini” talep etti. Diğer 13 insan hakları savunucusu için ise, kanunu aykırı yürüyüşe katıldıkları ve polis tarafından “birçok kez uyarı ve zor kullanmaya rağmen” dağılmadıkları “kamera görüntüleri ve bilirkişi raporları doğrultusunda” sabit olduğunu mütalaa ederek, cezalandırılmaları talebinde bulundu. Suçlu bulunmaları halinde Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 32/1 maddesi uyarınca altı aydan üç yıla kadar hapis ile cezalandırılabilirler. Savcı bir hak savunucusu hakkında ayrıca, birden fazla polis memuruna alenen hakaret ettiği gerekçesiyle ayrıca cezalandırılmasını istedi.
Duruşmaya katılan insan hakları savunucuları ve savunma avukatları mahkemeden, iddia makamının mütalaasına karşı beyanlarını ve son savunmalarını hazırlamak üzere süre talep etti. Bir sonraki duruşma 8 Ekim 2021 tarihinde görülecek.
ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması üyesi insan hakları savunucularının yargılandığı davanın 30 Nisan 2021 tarihinde yapılması planlanan duruşması pandemi tedbirleri sebebiyle ertelendi. Duruşmanın yeri tarihi 16 Temmuz 2021 olarak belirlendi.
26 Nisan 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye 29 Nisan-17 Mayıs tarihleri arasinda tam kapanmaya gideceğini duyurdu. Bu kararın ardından toplanan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yayınladığı 27 Nisan 2021 tarihli açıklamayla hükümetin tam kapanma kararı doğrultusunda aciliyet gerektiren soruşturma, kovuşturma ve inceleme gibi iş ve işlemlerin 17 Mayıs mesai bitimine kadar ertelendiğine karar verildiğini duyurdu.
10 Aralık 2020 Uluslararası İnsan Hakları Günü'nde ODTÜ LGBTİ + Dayanışması'ndan 19 insan hakları savunucusunun, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununu ihlal etmekle suçlandıkları davanın dördüncü duruşması Ankara 39. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. İnsan hakları savunucuları, 10 Mayıs 2019'da Ankara Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kampüsünde düzenlenen barışçıl Onur yürüyüşüne katılmakla suçlanmıştı. Bu duruşmanın, davanın son duruşması olması bekleniyordu. Ancak savcı mütalaasını sunmadı.
Onur yürüyüşüne katıldıkları gerekçesiyle “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılmak” ve “ihtara rağmen kendiliğinden dağılmamak”la suçlanıyorlar. Bu duruşmada kararın çıkması bekleniyordu ancak savcı dosyaya yeni atandığını söyleyerek mütalaasını sunmayacağını belirtti.
Duruşmada savunma avukatları, Uluslararası Af Örgütü Türkiye şubesi adına Onur yürüyüşünü gözlemlemek amacıyla kampüste bulunan bir tanığın dinlenmesini talep etti. Tanık mahkemeye polis müdahalesi sırasında herhangi bir toplanma ya da yürüyüş olmadığını, insanların barışçıl bir gösteriye katılmaya hazırlanırken saldırıya uğradıklarını söyledi. Tanık anlatımına göre polis önce çimenlerde oturmuş pankart hazırlayanlara giderek orada oturmalarının yasak olduğunu, grubun direnmeden oradan kalkıp başka yere yöneldiğini, polisin bu kez de bayrak açamayacaklarını söylediğini ve grubun buna da itiraz etmeden kendiliklerinden dağıldığını söyledi. Tanığın anlatımlarına göre polisin kampüsteki kafede ve çimenlerde oturanlara müdahale etmesi üzerine birisi neden oturamayacağını sorunca polis tarafından darp edildi ve ardından plastik mermi ve biber gazı kullanılmaya başladı. Tanık sözlerini “Toplanma özgürlüklerinin engellenmesini kabul etmiş olmalarına rağmen saldırıya maruz kaldılar ve üstelik bugün anlamadığım şekilde burada yargılanıyorlar” diyerek tamamladı.
Savunma avukatları ise beyanlarında BM özel raportörlerinin ODTÜ Onur yürüyüşü sırasında aşırı güç kullanımı iddialarına ilişkin gönderdikleri mektuba Türkiye hükümetinin cevabına atıfta bulundular. Hükümetin yanıtında, Ankara Valiliğinin ne ODTÜ Onur yürüyüşüyle ne Ankara’daki herhangi diğer LGBTİ+ faaliyetlerine ilişkin bir yasağı olmadığı ve yasağın üniversite rektörlüğü tarafından konduğunu, polisin kampüse girme yetkisinin bulunmadığı ve üniversite idaresinin davetiyle girdiklerini belirtiyor ve Türkiye Anayasası ile herkesin yasalar önünde eşit olduğuna ve ayrımcılığın yasağına vurgu yaparak diğer tüm vatandaşlar gibi LGBTİ bireylerin de cinsel yönelimlerine dayalı ayrımcılığa uğramadıklarını ve ayrımcılık yasağının koruması altında olduklarını söylüyor.
İnsan hakları savunucuları söz alarak 10 Aralığın Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu ve İnsan Hakları Gününde, insan haklarını kullandıkları için yargılandıklarını hatırlattılar ve bu davanın bir an önce beraatle sonuçlanmasını talep ettiler.
Davanın bir sonraki duruşması 30 Nisan 2021 tarihinde yapılacak.
12 Kasım 2019 tarihinde, Ankara 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 19 LGBTI+ hakları savunucusunun yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. LGBTİ+ hakları savunucuları hakkında, 10 Mayıs 2019 tarihinde ODTÜ kampüsünde düzenlenen 9. Onur Yürüyüşüne katıldıkları için “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılma” ve “ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamaları ile dava açılmıştı.
Duruşma öncesinde adliye önünde basın açıklaması yapmak isteyen ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması polis tarafından engellendi ve dağılmaları için uyarıldı.
Mahkeme, “Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü ve Foto Film Şube Müdürlüğü’nden 10 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleşen fiillere ilişkin görüntülerin tamamının istenilmesine” karar verdi. Ayrıca, avukatların olay günü hak savunucularına müdahale eden polisler hakkında yaptıkları suç duyurusunu, avukatların “ODTÜ’de görev yapan kolluk görevlileri ile ilgili Ankara Cumhuriyet Baş Savcılığına suç duyurusunda bulunabileceklerini” belirterek reddetti. Dava 12 Mart 2020 tarihine ertelendi.
5 Ağustos 2019 tarihinde ondokuz LGBTİ+ hakları savunucusuna, 10 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleşen ODTÜ LGBTI+ Onur Yürüyüşüne katıldıkları için “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılma” ve “ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamaları ile dava açıldı.
ODTÜ LGBTI+ Dayanışması, 1996 yılında ODTÜ’de toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmak, LGBTİ+fobi ile mücadele etmek ve kampüsü LGBTİ+ bireyler için güvenli bir alan haline getirmek amacıyla kurulmuş bir öğrenci topluluğudur. Son yıllarda öğrencilerin kampüs içinde düzenledikleri LGBTİ+ temalı bazı etkinlikler, etkinliklerin düzenlendiği binalarda elektriklerin kesilmesi ya da emniyet güçlerinin kampüse çağırılması gibi yöntemlerle Rektörlük tarafından engellenmiş ve etkinlikleri düzenleyen bazı öğrencilere idari soruşturma açılmıştı. Ancak topluluk 2011’den beri her yılın Mayıs ayında kampüs içerisinde LGBTİ+ Onur Yürüyüşü düzenlemeye devam ediyordu.
18 Kasım 2017 tarihinde, Ankara Valililiği OHAL koşullarını gerekçe göstererek, LGBTİ+ temalı etkinlikleri süresiz olarak yasakladığını ilan etti. Ancak OHAL’in Temmuz 2018 tarihinde sona ermesine rağmen, Ankara Valiliği yasağı sonlandırmadı. Aksine 3 Ekim 2018 tarihinde kolluk güçlerini ve diğer ilgili yetkilileri aynı gerekçelerle verilen yeni bir LGBTİ+ etkinlik yasağı ile ilgili bilgilendirdi ve yasağın ne zaman sona ereceğine ilişkin hiçbir bilgi vermedi.
19 Nisan 2019 tarihinde, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Mahkemesi LGBTİ+ etkinliklerine ilişkin OHAL döneminde verilen genel yasaklama kararını, hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti. Mahkeme, Ankara’da uygulanan yasağın OHAL koşulları altında dahi süre bakımından sınırsız olduğunu, yasaklanan eylemlerin niteliğine ilişkin bir sınırlama ve belirlilik de olmadığını belirterek söz konusu yasağın hukuka uygun olmadığına hükmetti. Mahkeme ayrıca, etkinliklere dönük bir güvenlik tehdidi olduğu takdirde, etkinliği yasaklamak yerine kolluk tedbirleri alınması gerektiğini de belirtti. 3 Ekim 2018 tarihli genel yasak kararına ilişkin ise hukuki süreç devam etmekle birlikte, OHAL koşullarında dahi bu şekilde genel ve süresiz bir yasak konulamayacağı ve dolayısıyla 3 Ekim 2018 tarihli yasağın da açıkça hukuka aykırı olduğu tespit edilmiş oldu.
ODTÜ 9. LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün gerçekleşeceği tarihten birkaç gün önce 6 Mayıs 2019 tarihinde, ODTÜ Rektörü Mustafa Verşan Kök öğrencilere, öğretim görevlilerine ve mezunlara gönderdiği bir e-postayla, 9. Onur Yürüyüşüne izin verilmeyeceğini, zira Ankara’da LGBTİ+ etkinliklerine ilişkin halen yürürlükte olan bir yasaklama kararı olduğunu ve belirtilen günlerde kampüste “gerekli güvenlik önlemlerinin alınması için” Ankara Emniyet Müdürlüğü birimleri ile görüşüldüğünü belirtti. 10 Mayıs 2019 tarihinde aralarında öğrencilerin ve öğretim görevlilerinin bulunduğu kalabalık bir grup yürüyüşü gerçekleştirmek üzere ODTÜ kampüsünde toplanmaya başladı. Ancak Rektörün çağrısı ile üniversiteye gelen güvenlik güçleri toplanan öğrencilere plastik mermi, biber gazı ve fiziksel güç kullanarak müdahale etti. Polis müdahalesi sırasında bir öğretim görevlisi ve 21 öğrenci gözaltına alındı ve gece geç saatlerde hepsi serbest bırakıldı. Bu olayın üzerine, üniversite yönetimi yürüyüşe katılan öğrenciler hakkında idari soruşturma başlattı. 5 Ağustos 2019 tarihinde ise yürüyüşe katılan ondokuz LGBTİ+ hakları savunucusu, “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılma” ve “ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamaları ile kendilerine dava açıldığını öğrendi. Davanın ilk duruşması 12 Kasım 2019 tarihinde gerçekleşecek.
Bu olayın ertesinde ODTÜ Onur Yürüyüşüne katılan LGBTİ+ hakları savunucuları öğrenciler, sosyal medya üzerinden birçok tehdit ve hakarete, karalama kampanyasına ve yargısal tacize maruz kaldı. ODTÜ LBGTİ+ Dayanışma üyesi öğrenciler, isimlerinin ve fotoğraflarının paylaşıldığı yazılar ile hükümet yanlısı gazetelerde “sapkınlar” ve “teröristler” olarak tanıtıldı ve düzenli olarak hedef gösterildi.
Ayrıca Haziran ayında, Kredi ve Yurtlar Kurumu, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nün ilgili yazısı üzerine ODTÜ LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne katılan öğrencilerin burs ve kredilerinin kesileceğini bildirdi ve öğrencilerden kuruma olan borçlarını ödemelerini talep etti. Tam olarak kaç öğrenciye bu bildirimin yapıldığı bilinmemekle birlikte, öğrencilerin burs ve kredilerinin kesilmesinin gerekçesi ve yürüyüşe katılan kaç öğrencinin burs ve kredisinin kesildiği hakkında TBMM’ye bir soru önergesi sunuldu.
Tüm bunların yanı sıra, 30 Haziran 2019 tarihinde, ODTÜ Mezuniyet töreni öncesi sabahın erken saatlerinde ODTÜ Onur Yürüyüşüne katılmış ya da başka şekillerde yürüyüşü desteklemiş olan (aralarında iki ODTÜ LBGTI+ Dayanışma üyesinin de bulunduğu) altı öğrencinin evine Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından polis baskını yapıldı. O sırada evlerinde bulunan dört öğrenci gözaltına alındı, ifadelerinin ardından akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Baskın sırasında evde bulunmadıkları için gözaltına alınamayan diğer iki öğrencinin ifadeleri ise ilerleyen günlerde alındı. Öğrencilere sorguları sırasında cinsel yönelimleriyle ilgili soruların yanı sıra mezuniyette gerçekleştirmek üzere planladıkları bir protesto olup olmadığı, “Gezi protestolarına benzer bir şey” organize etmeye çalışıp çalışmadıkları ve “terör örgütleri” ile bağlantılarının olup olmadığı soruldu. Soruşturma hakkında gizlilik kararı olması nedeniyle öğrenciler kendilerine açılan soruşturmanın içeriğine ve yöneltilen suçlamaların detaylarına ilişkin başka bir bilgi edinemedi.
Front Line Defenders ODTÜ Rektörlüğünü, açıkça hukuka aykırı olan LGBTI+ etkinlik yasağına dayanarak ve emniyet güçlerini üniversiteye çağırmak suretiyle öğrencilerin barışçıl toplanma ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarını ihlal ettiği için kınamaktadır. Front Line Defenders öğrencilerin Türk hukuku ve uluslararası hukuk altında korunan ifade özgürlüğü ile barışçıl toplanma ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını icra ettikleri gerekçesiyle hedef alındığına inanmaktadır. Front Line Defenders ayrıca Türkiye’deki LGBTI+ hakları savunucularının uzun süredir marjinalize ve kriminalize edilmesinden ve barışçıl toplanma ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanan savunucuların polis şiddetine maruz kalmasından büyük endişe duymaktadır.
Front Line Defenders ODTÜ Rektörlüğüne, öğrencilerin barışçıl toplanma ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarını ihlal etmeye son vermesi, öğrencilere yönelik açılan idari soruşturmaların kapatılması, üniversite kampüsünün LBGTİ+ öğrenciler ve LGBTİ+ hakları savunucuları için güvenli bir alan haline getirilmesi, öğrencilerle yönetim arasında sağlıklı iletişim kanalları oluşturması, ve emniyet güçlerini kampüse davet etme tedbirinin yalnızca öğrencilerin güvenliği için gerekli ve zorunlu olduğu istisnai durumlarda ve son çare olarak göz önünde bulundurulması yönünde çağrıda bulunmaktadır.
Front Line Defenders Türkiye otoritelerine:
1. ODTÜ LGBTI+ Onur Yürüyüşüne katılan LGBTI+ hakları savunucularına yönelik tüm suçlamaların derhal düşürülmesi ve devam eden soruşturmaların kapatılması,
2. Polis memurlarının hukuka aykırı güç kullanımı iddialarının derhal tarafsız bir şekilde soruşturularak sorumlu polis memurlarının uluslararası standartlara uygun olarak yargılanması,
3. Türkiye'deki tüm insan hakları savunucularının meşru insan hakları faaliyetlerini misilleme korkusu olmaksızın ve herhangi bir kısıtlamaya maruz bırakılmadan yürütebilmelerinin garanti altına alınması çağrısında bulunmaktadır.
10 Mayıs 2019 tarihinde, Rektörlüğünün çağrısı üzerine ODTÜ kampüsüne gelen emniyet güçleri, 9. ODTÜ LGBTİ+ Onur Yürüyüşüne biber gazı, plastik mermi ve fiziksel güç kullanarak müdahale etti. 21 öğrenci ve bir öğretim görevlisi gözaltında alındı ve gece geç saatlerde serbest bırakıldı.
ODTÜ LGBTI+ Dayanışması, 1996 yılında ODTÜ’de toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmak, LGBTI+fobi ile mücadele etmek ve kampüsü LGBTI+ bireyler için güvenli bir alan haline getirmek amacıyla kurulmuş bir öğrenci topluluğudur. Son yıllarda öğrencilerin kampüs içinde düzenledikleri LGBTI+ temalı bazı etkinlikler, etkinliklerin düzenlendiği binalarda elektriklerin kesilmesi ya da emniyet güçlerinin kampüse çağırılması gibi yöntemlerle Rektörlük tarafından engellenmiş ve etkinlikleri düzenleyen bazı öğrencilere idari soruşturma açılmıştı. Ancak topluluk 2011’den beri her yılın Mayıs ayında kampüs içerisinde LGBTI+ Onur Yürüyüşü düzenlemeye devam ediyordu.
18 Kasım 2017 tarihinde, Ankara Valililiği OHAL koşullarını gerekçe göstererek, LGBTİ+ temalı etkinlikleri süresiz olarak yasakladığını ilan etti. Ancak OHAL’in Temmuz 2018 tarihinde sona ermesine rağmen, Ankara Valiliği yasağı sonlandırmadı. Aksine 3 Ekim 2018 tarihinde kolluk güçlerini ve diğer ilgili yetkilileri aynı gerekçelerle verilen yeni bir LGBTI+ etkinlik yasağı ile ilgili bilgilendirdi ve yasağın ne zaman sona ereceğine ilişkin hiçbir bilgi vermedi.
19 Nisan 2019 tarihinde, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Mahkemesi LGBTİ+ etkinliklerine ilişkin OHAL döneminde verilen genel yasaklama kararını, hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti. Mahkeme, Ankara’da uygulanan yasağın OHAL koşulları altında dahi süre bakımından sınırsız olduğunu, yasaklanan eylemlerin niteliğine ilişkin bir sınırlama ve belirlilik de olmadığını belirterek söz konusu yasağın hukuka uygun olmadığına hükmetti. Mahkeme ayrıca, etkinliklere dönük bir güvenlik tehdidi olduğu takdirde, etkinliği yasaklamak yerine kolluk tedbirleri alınması gerektiğini de belirtti. 3 Ekim 2018 tarihli genel yasak kararına ilişkin ise hukuki süreç devam etmekle birlikte, OHAL koşullarında dahi bu şekilde genel ve süresiz bir yasak konulamayacağı ve dolayısıyla 3 Ekim 2018 tarihli yasağın da açıkça hukuka aykırı olduğu tespit
edilmiş oldu.
ODTÜ 9. LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün gerçekleşeceği tarihten birkaç gün önce 6 Mayıs 2019 tarihinde, ODTÜ Rektörlüğü, öğrencilere, öğretim görevlilerine ve mezunlara gönderdiği bir e- postayla, “çeşitli sivil toplum kuruluşları” tarafından organize edildiğini iddia ettiği ve 10 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan 9. Onur Yürüyüşüne izin verilmeyeceğini, zira Ankara’da LGBTİ+ etkinliklerine ilişkin halen yürürlükte olan bir yasaklama kararı olduğunu ve belirtilen günlerde kampüste “gerekli güvenlik önlemlerinin alınması için” Ankara Emniyet Müdürlüğü birimleri ile görüşüldüğünü belirtti. Bu süreçte öğrencilerin ortak bir zemin bulmak için Rektörlük’e yaptıkları görüşme talepleri, önceki yıllardan farklı olarak, defalarca reddedildi.
Bu e-posta üzerine, ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması, Ankara’daki LGBTİ+ etkinliklerine ilişkin OHAL kanununa dayanarak çıkartılan genel yasaklama kararının dahi hukuka aykırı bulunarak iptal edildiğini hatırlattı ve Twitter hesaplarından #ODTÜyeRenkVer etiketiyle yürüyüşe çağrı yaptı.Aynı zamanda Ankara Barosu'nun LGBTİQ+ Hakları Merkezi öğrencileri temsilen Ankara 7. İdare
Mahkemesi'ne Rektörlük’ün verdiği yasaklama kararının iptali için yürütmeyi durdurma istemli bir dava açtı. Rektörlük, savunmasında yalnızca güvenlik endişesi ile alınan tedbirler ve hukuki durum ile ilgili üniversite mensuplarının bilgilendirildiğini ve iptal edilebilecek nitelikte bir yasak kararı olmadığını, yani teknik olarak bir idari işlem yapılmadığını ileri sürdü. İptal edilebilecek bir işlem olmaması sebebiyle Mahkeme, yürütmeyi durdurma talebini reddetti. Ancak öğrenciler karakolda polislerin kendilerine Rektörlük’ün yasaklama kararını ihlal ettikleri için gözaltına alındıklarını söylediğini ve salınma belgelerinde Rektörlük’ün yasaklama kararının belirtilmiş olduğunu ifade ettiler.
10 Mayıs 2019 tarihinde aralarında öğrencilerin ve öğretim görevlilerinin bulunduğu kalabalık bir grup yürüyüşü gerçekleştirmek üzere ODTÜ kampüsünde toplanmaya başladı. Ancak Rektörün çağrısı ile üniversiteye gelen güvenlik güçleri, yürüyüşten saatler öncesinde kampüs içinde hazırlık yapmak üzere toplanan öğrencilere plastik mermi, biber gazı ve fiziksel güç kullanarak müdahale etti. Polis akşam saatlerine kadar kampüsün çeşitli yerlerine dağılan öğrencilere müdahale etmeye devam etti. Bir öğrenci polisin attığı bir plastik mermi ile kafasından yaralandı. Aynı gün p olis şiddetini kayda alan çeşitli görseller ve videolar internette paylaşıldı.
Öğrenciler müdahale sırasında birçok polis memurunun yürüyüşe katılan kişileri kameraya çektiğini ifade etti. Ayrıca polis müdahalesi sırasında kampüste birçok sivil polis memurunun da görev yaptığı ileri sürüldü. Polis müdahalesi sırasında fotoğraf çekmek, slogan atmak, gökkuşağı bayrağı taşımak vb. gerekçelerle bir öğretim görevlisi ve 21 öğrenci gözaltına alındı ve gece geç saatlerde hepsi serbest bırakıldı.
13 Mayıs 2019 tarihinde, öğrenciler artık üniversite üzerinde bir hükmü kalmadığını ifade etmek amacıyla rektör için sembolik bir veda töreni düzenledi. 14 Mayıs 2019 tarihinde ise, kampüste gerçekleşen polis şiddetini prostesto etmek amacıyla üniversitede geniş katılımlı bir boykot yapıldı. Şu ana kadar müdahalede bulunan polis memurları ile ilgili hiçbir işlem yapılmadı.
Front Line Defenders ODTÜ Rektörlüğünü, açıkça hukuka aykırı olan LGBTI+ etkinlik yasağına dayanarak ve emniyet güçlerini üniversiteye çağırmak suretiyle öğrencilerin barışçıl toplanma ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarını ihlal ettiği için kınamaktadır. Front Line Defenders öğrencilerin Türk hukuku ve uluslararası hukuk altında korunan ifade özgürlüğü ile barışçıl toplanma ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını icra ettikleri gerekçesiyle hedef alındığına inanmaktadır. Front Line Defenders ayrıca Türkiye’deki LGBTI+ hakları savunucularının uzun süredir marjinalize ve kriminalize edilmesinden ve barışçıl toplanma ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanan savunucuların polis şiddetine maruz kalmasından büyük endişe duymaktadır.
Front Line Defenders, Türkiye’deki yetkililerden, polisin hukuka aykırı güç kullanımı iddialarının derhal tarafsız bir şekilde soruşturularak sorumlu polis memurlarının adalet önüne çıkarılmasını talep etmektedir. Bunun yanı sıra yetkililer, Türkiye’deki insan hakları savunucularının her durumda ve hiçbir baskıya tabi tutulmadan insan haklarına ilişkin faaliyetlerini özgürce gerçekleştirebilmelerini garanti altına almalıdır.