Türkiye: Göç İzleme Derneği’nin Gelecek Duruşması
12 Ekim 2023 tarihinde İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER) üyesi en az on sekiz insan hakları savunucunun da aralarında bulunduğu yirmi üç kişinin yargılamasına devam edecek. İnsan hakları çalışmalarıyla ilgili sürdürdükleri faaliyetleri sebebiyle "terör örgütü üyeliğiyle" (PKK ile ilişkili oldukları iddiasıyla) suçlanıyorlar.
İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında Göç İzleme Derneği’nin (GÖÇİZDER) eşsözcüleri, yönetim kurulu üyeleri ve çalışanlarının da bulunduğu en az on sekizi insan hakları savunucusu olmak üzere 23 kişi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameyi 14 Eylül 2022 tarihinde kabul etti. İddianamede herkese ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ (Kürdistan İşçi Partisi-PKK) suçlaması yöneltildi ve bir insan hakları savunucusunun ayrıca ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan cezalandırılması istendi. İddianame, insan hakları örgütünün AB projesinden aldığı fonu PKK örgüt üyelerini finanse etmek ve örgütün aktivitelerine ve eylemlerine ekipman sağlamak için kullandığını iddia ediyor.
Göç İzleme Derneği (Göç-İz) genelde göç, özelde zorunlu göçe tabi tutulan insan kitleleri arasında etkin bir sosyal dayanışma geliştirmek ve göç mağdurlarının insanca bir yaşama yönelik taleplerini yükseltmek amacıyla, 2016 yılında İstanbul’da kuruldu. Dernek bu amaç doğrultusunda ülke içinde yerinden edilmiş kişileri adalet arayışlarında desteklemeyi, zorla yerinden etme uygulamalarının yarattığı temel hak ihlallerini kamuoyunda görünür kılmayı ve yeniden yurtlanma sürecinde yurttaşların yaşamış olduğu sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunlar hakkında farkındalık yaratmayı, ağır insan hakları ihlallerine uğramış kişilerin mağduriyetlerinin tanınması ve onarılmasına katkı sağlamayı hedefliyor.
12 Ekim 2023 tarihinde İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER) üyesi en az on sekiz insan hakları savunucunun da aralarında bulunduğu yirmi üç kişinin yargılamasına devam edecek. İnsan hakları çalışmalarıyla ilgili sürdürdükleri faaliyetleri sebebiyle "terör örgütü üyeliğiyle" (PKK ile ilişkili oldukları iddiasıyla) suçlanıyorlar.
Bu, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği 14 Eylül 2022 tarihinden bu yana görülecek dördüncü duruşma olacak. Daha önce tutuklu olarak yargılananlar, önceki duruşmalarda serbest bırakılmıştı.
Davanın ilk duruşması 13-15 Aralık tarihleri arasında görüldü ve üç gün sürdü. 14 Aralık günü görülen duruşmada, GÖÇİZDER eş-başkanı Kamile Kendal savunmasını yaparken, mahkeme başkanı hak savunucusunun sözünü keserek savunmasını kısa tutmasını istemiş, savunma avukatları, Kamile Kendal’ın adil yargılanma hakkına müdahale edildiği için itiraz etmişti. Bunun üzerine duruşmaya ara vererek duruşma salonunu terk eden heyet, duruşma yeniden başladığında savunma avukatlarının salona alınmasına izin vermedi ve bunu protesto eden insan hakları savunucuları avukatları huzurda bulunmaksızın savunmalarını yapmayacaklarını belirttiği için mahkeme o gün için duruşmayı sonlandırdı.
15 Aralık günü devam eden duruşmada savunma avukatları reddi hakim talebinde bulundular ancak bu talep mahkeme tarafından reddedildi. Savunma avukatlarının izlenen usule dair ek itirazda bulunması üstüne, mahkeme başkanı savunma avukatlarının jandarma zoruyla salondan çıkartılmasına karar vererek duruşmaya savunma olmaksızın devam etti. Son gün görülen duruşma neticesinde mahkeme savunmaları alınan Songül Köse ve Kamile Kandal ile sağlık sorunları bulunan Veysi Yıldız ve İlyas Erdem'in yurt dışı çıkış yasağı ile tahliyesine karar verdi. Kalan on iç insan hakları savunucusunun ise tutukluluk halinin devamına karar verdi.
5 Ocak 2023 tarihinde görülen ikinci duruşmada mahkeme savunmaları almaya devam etti. Tüm insan hakları savunucularının savunmaları tamamlanmamasına rağmen, mahkeme herkesin yurt dışı çıkış yasağı ile serbest bırakılmasına karar verdi.
3-4 Mayıs 2023 tarihlerinde görülen üçüncü duruşmada mahkeme bir kişi hariç yargılanan herkesin duruşmadan vareste tutulma taleplerini kabul etti. Hakkında dinlenecek iki tanık olduğu için mahkeme GÖÇİZDER eski başkanının duruşmada hazır bulunması gerektiğine karar verdi.
Bu davaya ek olarak, Bakırköy 15’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde GÖÇİZDER’in kapatılmasına yönelik bir dava daha devam ediyor. 11 Ekim 2022 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı derneğin ‘PKK/KCK terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda faaliyet gösterdiği’ iddiasıyla kapatma davası açmış ve derneğin faaliyetlerinin tedbiren durdurulmasını istemişti. Mayıs ayında görülen duruşmada hakim savcılığın bu talebini reddederek, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürmekte olan dosyanın akıbetinin sorulmasına karar verdi. Kapatma davasının bir sonraki duruşması 20 Ekim 2023 tarihinde görülecek.
İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında Göç İzleme Derneği’nin (GÖÇİZDER) eşsözcüleri, yönetim kurulu üyeleri ve çalışanlarının da bulunduğu en az on sekizi insan hakları savunucusu olmak üzere 23 kişi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameyi 14 Eylül 2022 tarihinde kabul etti. İddianamede herkese ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ (Kürdistan İşçi Partisi-PKK) suçlaması yöneltildi ve bir insan hakları savunucusunun ayrıca ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan cezalandırılması istendi. İddianame, insan hakları örgütünün AB projesinden aldığı fonu PKK örgüt üyelerini finanse etmek ve örgütün aktivitelerine ve eylemlerine ekipman sağlamak için kullandığını iddia ediyor.
Göç İzleme Derneği (GöçİzDer) genelde göç, özelde zorunlu göçe tabi tutulan insan kitleleri arasında etkin bir sosyal dayanışma geliştirmek ve göç mağdurlarının insanca bir yaşama yönelik taleplerini yükseltmek amacıyla, 2016 yılında İstanbul’da kuruldu. Dernek bu amaç doğrultusunda ülke içinde yerinden edilmiş kişileri adalet arayışlarında desteklemeyi, zorla yerinden etme uygulamalarının yarattığı temel hak ihlallerini kamuoyunda görünür kılmayı ve yeniden yurtlanma sürecinde yurttaşların yaşamış olduğu sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunlar hakkında farkındalık yaratmayı, ağır insan hakları ihlallerine uğramış kişilerin mağduriyetlerinin tanınması ve onarılmasına katkı sağlamayı hedefliyor.
İ stanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında Göç İzleme Derneği’nin eşsözcüleri, yönetim kurulu üyeleri ve çalışanlarının da bulunduğu en az on sekizi insan hakları savunucusu olmak üzere 23 kişi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameyi 14 Eylül 2022 tarihinde kabul etti. İddianamede herkese ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ (Kürdistan İşçi Partisi-PKK) suçlaması yöneltildi ve bir insan hakları savunucusunun ayrıca ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan cezalandırılması istendi. İddianame, insan hakları örgütünün AB projesinden aldığı fonu PKK örgüt üyelerini finanse etmek ve örgütün aktivitelerine ve eylemlerine ekipman sağlamak için kullandığını iddia ediyor. On dördü çalışan ve yönetim kurulu üyesi ve üçü GÖÇİZDER’e daha önce profesyonel hizmet sağlamış kişiler olmak üzere dosya kapsamında on yedi tutuklu bulunuyor. İlk duruşma 13 Aralık 2022’de görülecek.
İddianame, GÖÇİZDER’in asıl amacının “PKK/KCK terör örgütü güdümünde faaliyet yürüten, doğu ve güneydoğu Anadolu Bölgesinden yaşanan göçlerin -sözde- Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından yapılan baskı ve zulümler nedeniyle olduğunu savunan, bu söylemi PKK/KCK terör örgütünün ideolojisini empoze etmek amacıyla, propaganda aracı olarak kullanan, göç eden aileleri -sözde- yardım ve dayanışma adı altında devlet aleyhine kışkırtan, ayrıca örgütün göç eden ailelerinin yanında olduğu imajı vererek PKK/KCK terör örgütüne müzahir tabanın örgüte bağlılığını arttırmaya çalışan, göç eden ailelerin örgütün etrafında kenetlenmesini sağlamayı amaç edinen ve belirtilen faaliyetler üzerinden ajitasyon yaparak ülkemizi Uluslararası arenada zor duruma düşürmek” olduğunu iddia ediyor.
Derneğin toplantı ve çalıştaylar düzenlemesi, ülke içinde yerinden edilmiş kişiler için broşür hazırlaması, rapor yayınlaması ve diğer insan hakları örgütlerinin toplantı ve faaliyetlerine katılması gibi meşru insan hakları faaliyetleri iddianamede suç olarak addediliyor. İddianame ayrıca AB kurumlarına sunulan proje önerilerinin silahlı grubun Avrupa çatı yapılanması olarak tanımlanan Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi’nin baskısı sonucu veya geliştirdiği ikili ilişkileri sayesinde onaylandığını iddia ediyor. İddianamede, Front Line Defenders dahil olmak üzere fon sağlayan pek çok uluslararası kurum ve kuruluş GÖÇİZDER’e fon sağlayan kurumlar olarak listeleniyor.
3 Haziran 2022 tarihinde GÖÇİZDER ofisine ve derneğin üye ve yöneticilerinin evlerine polis baskınları olmuş ve 22 kişi gözaltına alınmıştı. İnsan hakları savunucularına 24 saat görüş yasağı konulmuş ve sekiz gün gözaltında tutulduktan sonra savcının tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmişlerdi. Mahkeme on altı kişinin tutuklanmasına karar verirken, polis bilgisayarlara, resmi dernek kayıtlarına, kitaplara, yazılı dokümanlara ve dernek tarafından hazırlanan filmlere el koymuştu.
Soruşturma dosyasına gizlilik kararı koyularak hak savunucularının ve avukatlarının suçlamaya konu edilen olaylara ve delillere erişmesi engellendi. Avukatlar ancak mahkemenin iddianameyi kabul kararından sonra dosya içeriğine erişebildi. Bu gizlilik kararına rağmen, 2 Eylül 2022 tarihinden bu yana iddianame ve suçlamaların içeriği hükümet yanlısı medya kuruluşları tarafından yayınlandı.
Front Line Defenders, terörle mücadele yasalarının uzun yıllardır insan hakları savunucularını susturmak için Türkiye makamları tarafından sürekli olarak kullanılmasından ve terörizmin finansmanına dair mevzuatın son zamanlarda hak savunuculuğunu daha da kriminalize ederek insan hakları savunucularını susturmanın bir başka aracı haline gelmesinden derin endişe duymaktadır. Yetkililere, hibe başvurularının hepsinin gerekli özen ve dikkatle ele alındığını ve ayrıntılı bir incelemenin akabinde başvuruların onaylandığını hatırlatırız. Bu anlamda, sağlanan hibelerin kullanımı dernek tarafından mali belgelerle desteklenen raporlarla izah edildi. Front Line Defenders GÖÇİZDER’e yönelik suçlamaların siyasi amaçlı olduğuna inanmakta ve hak örgütünü 2020 yılında iki ayrı hibe ile destekleme kararının arkasında durmaktadır.