Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri her hafta toplanan Cumartesi Anneleri’nin barışçıl protesto hakkı güvence altına alınmalıdır
25 Ağustos 2018 Cumartesi günü, kamuoyunda Cumartesi Anneleri olarak bilinen sivil toplum oluşumunun öncülüğünde gerçekleşen barışçıl eylem, polis tarafından güç kullanılarak dağıtıldı ve içinde kayıp yakınlarının da bulunduğu 47 kişi gözaltına alındı. Protestocular aynı gün akşam saatlerinde serbest bırakılırken orantısız güç kullanan polis memurları hakkında henüz hiçbir işlem başlatılmadı.
Cumartesi Anneleri, kayıp yakınları ve hak savunucularından oluşan ve gözaltında kaybedilen kişilerin bulunması için 1995 yılından beri her Cumartesi Galatasaray Meydanı’nda toplanarak adalet talep eden bir sivil toplum oluşumudur. Cumartesi Anneleri’nin oturma eylemleri, Hasan Ocak'ın 21 Mart 1995'te gözaltına alınması ve 58 gün sonra işkenceyle öldürülmüş bedeninin Kimsesizler Mezarlığı'nda bulunmasıyla başlamıştı. İlk kez 27 Mayıs 1995 Cumartesi günü saat 12.00'de "Gözaltındaki kayıplar son bulsun, kayıpların akıbeti açıklansın, sorumlular bulunsun ve yargılansın" talebiyle Galatasaray'da oturma eylemi düzenleyen Cumartesi Anneleri, 1995-1999 yıllarında her Cumartesi aynı taleple toplandı. Gözaltı ve polis baskılarının artmasıyla eylemlere 13 Mart 1999’da ara verildi. 10 yıl aradan sonra 31 Ocak 2009’da tekrar düzenli olarak toplanmaya başlayan Cumartesi Anneleri, 25 Ağustos’ta 700. hafta buluşmasını gerçekleştirmek üzere her zamanki toplanma mekanı olan Galatasaray Meydanı’nda buluşma çağrısı yaptı. Hakikat Adalet Hafıza Merkezi’ne göre, 12 Eylül 1982’den beri Türkiye’de en az 1352 kişi zorla kaybedildi. Dosyasına ulaşılabilen 344 kişiden yalnızca 2 kişiyle ilgili açılan 2 davada mahkûmiyet kararı verildi. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye hakkında pekçok defa mahkumiyet kararı verdi.
25 Ağustos 2018 günü, 90’lı yıllarda kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması ve sorumluların yargılanması talebiyle, Cumartesi Anneleri ve eyleme destek veren hak savunucularından oluşan grup 700. buluşmaları için her hafta olduğu gibi Galatasaray Meydanı’nda toplanmak üzere hareket geçti. Grup, valilik tarafından eyleme izin verilmediği gerekçesiyle polis tarafından durduruldu. Grubun dağılmaması üzerine polis, kalabalığı zorla dağıtmak için biber gazı, tazyikli su ve plastik mermiyle müdahelede bulundu. Aralarında kayıp yakınlarının ve milletvekillerinin de bulunduğu birçok kişi polis tarafından darp edildi ve yerlerde sürüklendi. Polis memurlarının darbeleri nedeniyle bazı kişilerin vücutlarında derin yaralar ve kesikler oluştuğu belirtildi. Müdahelenin ardından 47 kişi plastik kelepçe ile kolları arkadan bağlanarak gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar, yaklaşık yedi saat boyunca elleri kelepçeli bir şekilde polis otobüslerinde bekletildi, daha sonra sağlık kontrolünden geçirilerek ifadeleri alınmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Gözaltına alınanların tümü aynı gün saat 20.20 itibariyle serbest bırakıldı. 'Toplantı ve Gösteri Yürüyuşleri Kanunu'na muhalefet ettikleri gerekçesiyle protestoya katılanlar hakkında cezai soruşturma başlatılırken orantısız güç kullanan polis memurları hakkında henüz hiçbir işlem yapılmadı.
Olayın ardından 27 Ağustos Pazartesi günü yaptığı açıklamada İç İşleri Bakanı, Cumartesi Anneleri hakkında "Doğrudan doğruya terör örgütünün sözcülüğünü yapıyorlar (…) Annelik kavramı üzerinden bir mağduriyet oluşturup, hem teröre bir mağduriyet maskesi giydirmeye çalışıyorlar, hem de toplumu ayrıştırmaya çalışıyorlar." ifadelerini kullandı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise “Bu [müdahele], annelere karşı bur tutum değildir. Oradaki terör gruplarının burayı bir eylem alanına dönüştürmesine karşıdır.” açıklamasında bulundu.
Front Line Defenders, Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta eyleminin yasaklanmasından ve Cumartesi Anneleri’ne destek amacıyla Galatasaray Meydanı’nda toplanan barışçıl protestocuların polis tarafından hedef alınmasından büyük üzüntü duymaktadır. Barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü, Türk hukuku ve başta Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere birçok uluslararası belge tarafından güvence altına alınmıştır. Front Line Defenders, Türkiye’deki yetkilileri, Cumartesi Anneleri’nin ve beraberindeki hak savunucularının toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğünü güvence altına almaya ve polisin orantısız güç kullanımına yönelik iddiaları etkili bir şekilde soruşturmaya davet etmektedir.