Sivil topluma ve akademisyenlere polis operasyonu
16 Kasım 2018 günü, sabah saat 6 sularında akademisyen ve tanınmış sivil toplum aktörleri dahil olmak üzere 13 insan hakları savunucusu İstanbul Adana, Antalya ve Muğla’da eş zamanlı polis operasyonlarıyla gözaltına alındı.
Meltem Aslan, uzlaşma ve adalet üzerine odaklanan, sanat ve kültür yoluyla diyaloğu güçlendiren bir insan hakları savunucusu. Anadolu Kültür'ün eski Genel Direktörü. Aynı zamanda Hakikat Adalet Hafıza Merkezi’nin kurucu üyesi ve direktörlerinden biridir. Daha önce Kadın Yurttaş Ağı Derneği (KAYA) ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı'nda (TESEV) kadın hakları konularında çalışmış ve yerel yönetim otoritelerini güçlendirmiştir.
16 Kasım 2018 günü, sabah saat 6 sularında, akademisyen ve tanınmış sivil toplum aktörleri dahil olmak üzere 13 insan hakları savunucusu İstanbul Adana, Antalya ve Muğla’da eş zamanlı polis operasyonlarıyla gözaltına alındı. Polis teşkilatına göre, 13 insan hakları savunucusu, “Osman Kavala liderliğinde hiyerarşik bir yapıdaki faaliyetlerinden dolayı” gözaltına alındı. Kavala, bir yıldan uzun bir süredir tutuklu bulunan tanınmış bir filantropist. Sivil toplum aktörleri dahil olmak üzere gözaltına alınan insan hakları savunucuları, Osman Kavala başkanlığındaki bir sivil toplum örgütü olan Anadolu Kültür ile ilişkili. Tutuklama emri ilk olarak 20 kişiye karşı düzenlenirken, şimdiye kadar 13 kişi gözaltına alındı.
Gözaltına alınan insan hakları savunucuları: Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi, Barış için Akademisyenler Üyesi ve Avrupa Matematik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Betül Tanbay; İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve İnsan Hakları Hukuku Profesörü Prof. Dr. Turgut Tarhanlı; Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yiğit Ali Ekmekçi; Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Üyesi Al Hakan Altınay; Anadolu Kültür İstanbul Ofisi Genel Koordinatörü Asena Günal; Anadolu Kültür Eski Direktörü ve Hakikat Hafıza Adalet Merkezi Eş Direktörü Meltem Aslan; Film Yapımcısı ve Anadolu Kültür Danışmanı Çiğdem Mater; Bilgi Üniversitesi STK Eğitim ve Araştırma Birimi eski çalışanı Yiğit Aksakoğlu; Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı eski çalışanı Hande Özhabeş, Bora Sarı, Ayşe Güzel, Filiz Telek ve Yusuf Cıvır.
16 Kasım 2018 günü sabah erken saatlerde, polis İstanbul, Adana, Antalya ve Muğla’da birçok adrese eş zamanlı olarak baskın gerçekleştirdi. Şimdiye kadar akademisyenler ve tanınmış sivil toplum aktörleri dahil olmak üzere 13 insan hakları savunucusu gözaltına alınırken, gözaltı emri 20 kişiye karşı çıkarıldı. İnsan hakları savunucuları, Savcı tarafından sorgulanmak üzere Vatan Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Çiğdem Mater ise 16 Kasım’da Kaş İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınan ve daha sonra İstanbul’a sevk edilecek olan tek kişidir. Sorgulamanın ardından hak savunucuları serbest bırakılabilir ya da hafta sonunun ardından Mahkeme karşısına çıkarılabilirler.
Emniyet Müdürlüğü tarafından paylaşılan basın bilgi notuna göre, insan hakları savunucuları, tanınmış filantropist Osman Kavala ve onunla ilişkili sivil toplum örgütleri Anadolu Kültür ve Açık Toplum Vakfı soruşturmasının bir parçası olarak gözaltına alındı. Kendisi, “2013 yılında Gezi Parkı Protestolarını ulusal düzeyde kaos ve düzensizlik yaymak için destekleyerek hükümeti zorla devirmeye çalışmak” ile suçlanmıştı. Bilgi notunda, insan hakları savunucularının Osman Kavala ile koordineli olarak Gezi Parkı Protestolarını teşvik etmek ve yaygınlaştırmak için toplantılar düzenledikleri, Gezi Parkı Protestolarını devam ettirmek üzere sivil itaatsizlik ve barışçıl protestolar gibi konulara odaklanmak için profesyonel protestocuları, eğitmenleri ve kolaylaştırıcıları yurt dışından getirdikleri, mevcut ve gelecekteki protestolar için kamuoyunu etkilemek amacıyla yeni medya kaynaklarının oluşturulmasının bir parçası oldukları ve Türkiye'ye göz yaşartıcı gaz satışı yasağını getirilmesi için Batılı örgütler ve bireylerle görüştükleri iddia edildi.
Front Line Defenders, 13 insan hakları savunucusunun gözaltına alınması ve devam eden cezai soruşturmaların insan haklarının savunulmasına ilişkin meşru ve barışçıl faaliyetlerine ilişkin olarak gerçekleştirildiğine inanmakta ve endişelerini dile getirmektedir.