Nurcan Baysal gözaltına alındı, ifadesinin ardından serbest bırakıldı
17 Haziran 2019 tarihinde, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, insan hakları savunucusu Nurcan Baysal’a yönelik “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla açılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
3 Haziran 2019 günü sabah saatlerinde, insan hakları savunucusu Nurcan Baysal Diyarbakır’daki evine yapılan bir polis baskını sonucu “silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla ve hakkında çıkarılmış bir yakalama kararı gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Nurcan Baysal ifadesinin ardından serbest bırakıldı ve hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı.
Nurcan Baysal, Diyarbakır’da ikamet eden Kürt bir gazeteci ve insan hakları savunucusu. Nurcan Baysal 2015-2016 tarihlerinde Güneydoğu’daki askeri operasyon sırasında, aylarını köyleri ziyaret ederek ve operasyon sırasında işlenen insan hakları ihlallerini belgeleyerek geçirdi. Hala farklı dergi ve gazetelerde Kürt meselesi, kalkınma ve yoksulluk konularında yazıyor. Nurcan Baysal, gazeteci kimliğinin yanında aynı zamanda Diyarbakır’da zorunlu göç, yoksulluk, kalkınma, kadınlar ve Kürt sorunu konusunda çalışan çeşitli sivil toplum kuruluşlarının kuruluşunda ve çalışmalarında yer aldı ve geçtiğimiz yıllarda İŞİD’den kaçan Yezidi kadınlara yardım etmek amacıyla açılan kampların kuruluşunda yer aldı. Nurcan Baysal ayrıca 2018 yılında Front Line Defenders Risk Altındaki İnsan Hakları Savunucuları Küresel Ödülü’nü kazandı.
17 Haziran 2019 tarihinde, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, insan hakları savunucusu Nurcan Baysal’a yönelik “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla açılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Nurcan Baysal, 3 Haziran 2019 günü sabah saatlerinde, Diyarbakır’daki evine yapılan bir polis baskını sonucu gözaltına alınmış, aynı gün ifadesinin ardından serbest bırakılmıştı.
3 Haziran 2019 günü sabah saatlerinde, insan hakları savunucusu Nurcan Baysal Diyarbakır’daki evine yapılan bir polis baskını sonucu “silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla ve hakkında çıkarılmış bir yakalama kararı gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Nurcan Baysal ifadesinin ardından serbest bırakıldı ve hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı.
Nurcan Baysal, Diyarbakır’da ikamet eden Kürt bir gazeteci ve insan hakları savunucusu. Nurcan Baysal 2015-2016 tarihlerinde Güneydoğu’daki askeri operasyon sırasında, aylarını köyleri ziyaret ederek ve operasyon sırasında işlenen insan hakları ihlallerini belgeleyerek geçirdi. Hala farklı dergi ve gazetelerde Kürt meselesi, kalkınma ve yoksulluk konularında yazıyor. Nurcan Baysal, gazeteci kimliğinin yanında aynı zamanda Diyarbakır’da zorunlu göç, yoksulluk, kalkınma, kadınlar ve Kürt sorunu konusunda çalışan çeşitli sivil toplum kuruluşlarının kuruluşunda ve çalışmalarında yer aldı ve geçtiğimiz yıllarda İŞİD’den kaçan Yezidi kadınlara yardım etmek amacıyla açılan kampların kuruluşunda yer aldı. Nurcan Baysal ayrıca 2018 yılında Front Line Defenders Risk Altındaki İnsan Hakları Savunucuları Küresel Ödülü’nü kazandı.
3 Haziran 2019 günü sabah 10 sularında, ağır silahlı beş polis memuru Nurcan Baysal’ın evine baskın düzenledi ve insan hakları savunucusu "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla gözaltına alındı. Nurcan Baysal, hakkında önceden çıkarılmış bir yakalama kararı olduğu gerekçesiyle, evinin önüne gelen TOMA’ya bindirilerek Diyarbakır Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Baysal, nöbetçi hakimin önüne çıkana kadar kendisine ne gerekçeyle "silahlı terör örgütü üyeliği"nden soruşturma açılmış olduğunu ve neden hakkında bir yakalama kararı çıkarılmış olduğunu öğrenemedi.
Nurcan Baysal, kendisine yöneltilen “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlaması ile ilgili ancak öğleden sonra iki sularında bilgi alabildi ve Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne ifade verebildi. Serbest bırakılmasının ardından yaptığı açıklamada Baysal, ilgili soruşturmanın 2010-2012 yılları arasında telefon dinleme ve e-posta takipleri üzerine açılmış olduğunu ve ifadesi sırasında kendisine yöneltilen soruların bir bölümünün 2012 yılında katıldığı ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından düzenlenen bir konferans ile ilgili olduğunu; çoğunun ise Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün (DİSA) gerçekleştirdiği, özellikle de anadilde eğitim ve koruculuk uygulaması konulu kimi çalışmalara ilişkin olduğunu belirtti. Baysal, hiçbir zaman DTK üyesi olmadığını, yalnızca DTK’nın kendi çalışma alanı ile ilgili olan kalkınma ve yoksulluk konulu bir toplantısına katıldığını ifade etti. Ayrıca DİSA’nın çalışmalarına son 4-5 yıldır aktif olarak hiç katkıda bulunmadığını, bir yıl kadar önce de resmen enstitüden ayrıldığını da ekledi.
Ayrıca gözaltı sırasında neden ifade vermek için karakola çağırmak yerine, evine baskın düzelendiğini ve ağır silahlı polisler tarafından gözaltına alındığını sorduğunda, kendisine bir sebeple ev adresine ulaşılamadığı ve bu nedenle hakkında yakalama kararı çıkarıldığı söylendi. Oysaki Nurcan Baysal Ocak 2018 tarihinde Afrin operasyonu ile ilgili sosyal medya paylaşımları nedeniyle şu anda oturduğu evden gözaltına almıştı.
Nurcan Baysal ifadesinin ardından serbest bırakıldı ve hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı.
Front Line Defenders Nurcan Baysal’a yönelik devam eden yargısal taciz ve sindirme çabasından büyük endişe duymaktadır ve insan hakları savunucusuna yöneltilen suçlamaların yalnızca kendisinin meşru ve barışçıl bir şekilde yürüttüğü insan hakları faaliyetlerine ilişkin olduğuna inanmaktadır. Front Line Defenders ayrıca Nurcan Baysal’ın öncesinde ifade vermeye çağırılmadan ağır silahlı polisler tarafından gözaltına alınarak ifade vermeye götürülmesini kınamaktadır.
